Sıcak su havuzları olarak tabir edilen orta dereceli havuzlarda ise artemia (tuzla karidesi) denilen canlı yaşar. Bu canlı suyu filtre ederek beslendiğinden bu havuzlarda bulunan suyun temizlenmesine büyük katkısı olur. Bu havuzlarda gelişen mavi-yeşil alglerden Coccochloris büyük ölçüde ürediğinden diğer canlıların gelişimini engeller ve ölümüne sebep olur. Suda oluşan aşırı organik maddeler tuzun (Sodyum Klörürün) kristal büyüklüğünü etkilediği gibi kristallerde renkli bir kirlilik oluşmasına sebep olur. Bu sistemin diğer önemli kısmını oluşturan Halobacterium cinsi bir bakteri, kristalizasyon havuzlarının predominant organizmasıdır. Bu canlılar aminoasitlere gereksinim duyar ve bu gereksinimlerini de artemia (tuzla karidesi)’den karşılayabilirler. Organik madde birikimini engeller ve buharlaşmayı kolaylaştırır. Bu biyolojik faktörler tuzun kalitesi üzerinde olumlu etki yapmaktadır.
Artemia’nın orta tuzlulukta ve evaporasyon havuzlarında (sıcak su havuzlarında) fazla olması daha az cyanobacterial çamur oluşmasını sağlamakta ve partikül maddeyi azaltmaktadır. Buna ilaveten Kristalizasyon havuzlarında Artemia’nın ölümü ile oluşan asitler bu havuzlarda oluşan Halobacteriaların çoğalmasını sağlar. Bu durum kristalizasyon havuzlarında daha az organik madde ve kırmızı renk oluşmasını sağlayarak daha hızlı buharlaşmaya sebep olur.
Tuzla havuzlarında rastlanan en tipik organizma ise tuz sineği olarak adlandırılan Chironomus salinarius’tur. Bu türün yumurta ve larvaları tuzla havuzlarında bol miktarda bulunmaktadır. Bu türün Artemia erginlerinin torokopodlarına yapışarak ve yığınlar halinde öldükleri gözlenmiştir.
Bome derecesi 4,0-12,00 tuzluluk oranındaki havuzlarda dişi sazancık denilen bir balık türü bulunmaktadır. Bu tür, Artemia ve sivrisinek larvaları ile beslendiği tespit edilmiştir.
Diğer canlılarda bulunan savunma organına sahip olmayan Artemia sadece doğal tuz gölleri ve insan yapısı olan tuzlalarda yaşamaktadır. Bu canlılar özellikle Flamingo’lara doğal besin kaynağı oluşturmaktadır. Bununla birlikte bu kuşların gaga ve ayaklarına yapışan artemia yumurtaları göç nedeniyle tüm göllere taşınmaktadır.
Artemia (tuzla karidesi) 6 ile 35 derece olan evaporasyon havuzlarında yaşamını sürdüren canlı türüdür. 6 dereceden daha düşük sıcaklıkta varlığını sürdürebilmek için kalın çeperli kış yumurtaları oluşturur ve kış mevsimini uyku halinde geçirir. Doğada bulunmayan -270 ile +100 derece ısıya dayanıklıdır. Küre biçimli yumurtalar ince, biraz esnek ve kahverengi kabukludur. Kış aylarında yüksek bomeli suyun kaldırması sonucu suyun yüzeyinde bulunur. Bu durumda yumurtalar kolayca toplanabilir. Ağırlıkları değişmekle birlikte kuru olarak bir gram’da yaklaşık olarak 200.000 adet yumurta bulunur.
3,00 – 4,00 bome dereceli tuzlu suya atılan yumurtalar yaklaşık bir saat içinde kaybettikleri suyu alarak şişer ve kabuğun içinde şeffaf kuluçka membranı ile çevrilmiş olan embriyo gelişmeye başlar. Anacak gelişmesi için ışığa ve oksijene ihtiyaç duyar. Kuluçka süresi 40-48 saat arasıdır. Şeffaf kuluçka membranını yırtarak hayata aktif olarak başlar. İlk 50 saat boyunca kendi yumurtalarının sarılarını tüketir ve dışarıdan bir besine ihtiyaç duymazlar. Bu süreden sonra ise tek hücreli canlılara ihtiyaç duyarlar. Larvalar yaklaşık 15 kez deri değiştirerek 1-2 hata içinde Artemia halini alırlar. Larva iken antenleri ile hareket eder büyüdüklerinde ise 11 çift yüzme bacağına, 10 çift solungaca, bir çift saplı göze ve hareket sırasında dümen görevi yapan uzun bir abdomene sahip olurlar.
Artemia (tuzla karidesi) dişilerden ibaret topluluklardır. Ancak, son dönemlerde erkek ve dişi topluluklar olarak izlendiği tespit edilmiştir. Dişiler gövde ve kuyruk arasında iri bir yumurta kesesi taşırlar. Her seferinde 60-80 yumurta oluştururlar. Yaz ve sonbahar boyunca 6-8 kez yumurta verirler.
Bu canlılarda beslenme ve solunum tamamen 11 çift yüzme bacağının hareketine bağlıdır. Yumurtadan çıkan Artemia birkaç aylık hayatında sürekli yüzmek zorundadır. Kısa bir süre yüzmemesi ölümü ile sonuçlanır.
Besin olarak tek hücreli canlıları kullanır ve yaşadığı tuzlu ortamda bol miktarda bulabilir. Yüzme bacaklarında bulunan ince kıllar yardımı ile bulunduğu ortamdan topladığı bu tek hücreli canlıları gövdesinin altında bir olukta yoğun olarak biriktirir. Bu yığını bacaklarının seri hareketi sayesinde arkadan öne doğru yaklaştırıp ağzına doğru iter ağza yaklaşan besin yığını, salgılanan yapışkan bir sıvı ile birleştirilerek yutulur. Dolayısıyla tuzun rengini bozacak partikül maddeleri filtre ederek daha kaliteli tuz kristallerinin oluşmasını sağlar. Bu süreç içinde bacakları çevresinde oluşan su hareketleri ile su içinde kayar.
Artemia (tuzla karidesi) tuzlu su havuzlarında 11 çift bacağının önünde on tanesinde yer alan on çift solungaç ile bulunduğu ortamdaki çözünmüş oksijeni kullanarak solunum yapar. Oksijeni tutan kan pigmenti tıpkı omurgalılarda olduğu gibidir. Artemiada kan hücreleri besin materyallerinin vücut içine yayılmasını temin ederler. Kanlarındaki hemoglobin yoğunluğunu ayarlayabilmeleri sayesinde sudaki oksijenin çok düştüğü aşırı tuzlu sularda hatta kristalleşmiş tuz kümeleri üzerinde bile yaşantısını sürdürebilir.
Artemialar düşük oksijenli sularda kırmızı, yüksek oksijenli sularda ise krem veya beyaz renkli olur.
Artemia deniz ve tatlı su balıklarının yapay olarak yetiştirilmesinde önemli bir besin kaynağıdır. Yağ asidi uygun olduğu takdirde tehlikesiz, büyük yağ asidi içermesi halinde pek çok balık larvaları için öldürücü olabilir.